Jan 05
İşçi alacak davası
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
FETHİYE
1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(İŞ MAHKEMESİ SIFATIYLA)
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI : .......
VEKİLİ : Av. TEVFİK GÖRKEM ŞENEL -
DAVALI :
VEKİLİ : ....
DAVA : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
G.KAR.YAZ.TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı işverene ait işyerinde, 15/05/2019 tarihinde çalışmaya başladığını, ancak müvekkilinin iş akdinin davalı tarafından 11/10/2021 tarihinde feshedildiğini, ancak bu fesihte hiçbir neden belirtilmemiş olması nedeniyle feshin haksız olduğunu, bu nedenle müvekkilin kıdem tazminatı alacağının bulunduğunu, ayrıca davalı iş verinin bildirim süresine uymadığından ihbar tazminatı alacağının bulunduğunu, ayrıca müvekkilinin çalıştığı dönem boyunca yıllık izinlerini hiç kullanmadığından yıllık izin ücreti alacağının bulunduğunu, ayrıca müvekkilinin çalıştığı dönem boyunca ulusal bayram ve genel tatil izinlerini kullanmadığından ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının bulunduğunu, söz konusu bu alacakların müvekkiline ödenmediğini, müvekkilin hakketmiş olduğu işçilik alacaklarının ödenmesi için yapılan arabuluculuk görüşmelerinde de taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile, şimdilik, 8.000TL kıdem tazminatının iş akdinin sona erdiği 11/10/2021 tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile, 5.000TL ihbar tazminatı alacağının ve 100TL yıllık izin ücreti alacağının arabuluculuk sürecinin sona erdiği 10/11/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, 100TL ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının arabuluculuk sürecinin sona erdiği 10/11/2021 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davaya konu işçilik alacaklarının beş yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği hususların tamamının gerçek dışı olduğunu, davacının soyut ve mesnetsiz iddialarına itibar edilmesinin mümkün olmadığını, davacının müvekkil şirkette SGK kayıtlardan anlaşılacağı gibi büro işçisi olarak çalışmış olup almış olduğu son maaşı net 3.500TL olduğunu ve davacının aylık ücretinin bankaya maaş hesabına yatırıldığını, ayrıca davacıya maaşı haricinde herhangi bir şekilde yol, yemek yardımı yapılmadığını gibi prim, ikramiye adı altında herhangi bir ödeme de yapılmadığını, taraflar arasındaki iş akdi davacının istifası ile sona erdiğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, ayrıca davacının müvekkil şirkette çalıştığını dönemde fazla mesai yapmadığını ve hafta tatilini kullandığını, davacı büro işçisi olduğundan UBGT günlerinde çalışma yapmadığını ve davacının yıllık izinlerinin tamamını kullandığını, belireterek haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddini savunmuşlardır.
DELİLLER:
Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinin ..... esas sayılı dosyası.
Fethiye 6. Asliye Ceza Mahkemesinin ............. esas-........... karar sayılı dosyası.
SGK kayıtları, iş sözleşmesi, iş yeri ünvan listesi, tescil ve hizmet döküm cetveli, işe giriş/çıkış bildirgesi, iş yeri ve personel özlük dosyası, banka kayıtları, ödeme makbuzları ve arabuluculuk son görüşme tutanağı incelenerek dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia/savunma, talep ve delilleri doğrultusunda davaya konu tüm bilgi ve belgeler ilgili kurum/kuruluşlardan tedarik edilmiş, tanık beyanları alınmış ve dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Hesap bilirkişisi ................ tarafından düzenlenen 1........... tarihli bilirkişi raporu incelenerek dosya arasına alınmıştır.
Davacı vekilinin bilirkişi raporlarında belirtilen değer üzerinden davasını ıslah ettiği ve ıslah harcını mahkeme veznesine depo ettiği anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Dava, işçi ile işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak taleplerine yöneliktir.
Davacının talebi, tanık beyanları ve SGK kayıtları birlikte değerlendirildiğinde davalı iş veren bünyesinde 15/05/2019 ile 11/10/2021 tarihleri arasında 2 yıl 4 ay 27 gün hizmetinin bulunduğu anlaşılmış olup tanık beyanları, banka kayıtları, Tüik verileri ve emsal ücret araştırması bir bütün olarak değerlendirildiğinde bilirkişi tarafından ayrıntılı olarak hesaplanan davacının son maaşının net 3.500,00 TL olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının taleplerinin toplanan deliller ışığında madde madde incelenmesinde ;
Kıdem Tazminatı ve İhbar Tazminatı bakımından ; Davacı işçinin işten çıkışının Sosyal Güvenlik Kurumu'na Kod: 4(belirsiz süreli iş sözleşmesinin haklı neden bildirilmeden fesih) olarak bildirildiği anlaşılmıştır.
İş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdiğinin ispat yükü kural davalı işveren üzerindedir. Davalı işveren tarafından kıdem tazminatına yer olmayacak şekilde iş akdinin fesih edildiğine dair somut bir belge ibraz edilmediği, dinlenilen tanık beyanları ile de İş Kanunun 25. Maddesine uygun bir fesihten bahsedilmediği gibi İş Kanununun 17. Maddesinde belirtilen ihbar sürelerine de uyulduğu ispat edilemediğinden hükme esas almaya değer bilirkişi raporunda hesaplanan 11.785,50 TL kıdem tazminatı ve 6.854,01 TL ihbar tazminatı hüküm altına alınmıştırb
Yıllık izin talebinin incelenmesinde; 4857 sayılı İş Kanununun 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izin hakkı Anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
Kanunda, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti için kesin bir ödeme günü belirlenmiş değildir. Yasada, sözleşmenin feshi anı yıllık ücretli izin hakkının ücrete dönüşmesi, bir başka anlatımla izin ücretine hak kazanma zamanı olarak kabul edilmiştir. İş sözleşmesinin feshedildiği tarihte izin ücreti muaccel olur, ancak faiz başlangıcı bakımından işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekir.
Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarında iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti, geniş anlamda ücret içinde değerlendirilmemiş ve İş Kanununun 34 üncü maddesinde sözü edilen bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilemeyeceği kabul edilmiştir Bu itibarla, izin ücreti için yasal faiz uygulanmalıdır.
Somut olayda; Davacının kıdemine ve yaşına göre 28 gün izin hakkı bulunduğu, davalı tarafından yıllık izinlerin kullanıldığına dair bir belge sunulan belgede 21 gün izin kullandığının belirtildiği, bakiye kalan 7 gün yıllık izne dair bir belge sunulmadığı anlaşıldığı için bilirkişi raporunda bu yönden yapılan hesaplamalara itibar edilmiş ve davacı lehine toplam 1.142,33 TL brüt yıllık izin alacağı hüküm altına alınmıştır.
UBGT ücreti talebinin incelenmesinde:
Davacının genel tatil günlerinde çalıştığını her türlü delille ve özellikle tanık delili ile ispatlaması mümkündür. Sair dönemler bakımından ise dosya kapsamına, dinlenen tanık anlatımlarına, işyeri kayıtlarına, davacının fiilen yaptığı işin niteliğine nazaran davacının iş yerinde genel tatil günlerinde çalıştırıldığına dair HMK 190 kapsamında ispat külfetini yerine getiremediği görülerek talebinin reddi gerekmiştir.
İşbu açıklanan sebeplere binaen aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
11.785,50 TL brüt kıdem tazminatının iş akdinin feshi tarihi olan 11/10/2021 tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6.854,01 TL brüt ihbar tazminatı alacağının 5.000,00 TL'sinin dava tarihinden, bakiyesinin ise ıslah tarihi olan 31/10/2022 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
1.142,33 TL brüt yıllık izin ücreti alacağının 100,00 TL'sinin dava tarihinden bakiyesinin ise ıslah tarihi olan 31/10/2022 itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-UBGT alacağı talebinin reddine,
3-Yasal kesintilerin infaz aşamasında değerlendirilmesine,
4-Alınması gereken 337,82TL harçtan, peşin alınan 225,43TL ilk harç ve 115TL ıslah harcından ibaret toplam 340,43TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 2,61TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
5-7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 3.maddesinin 14.bendi gereğince suçüstü ödeneğinden karşılanan 680TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yapılan toplam 1.281,38TL yargılama giderlerinin kabul edilen orana göre 1.272,40TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 100TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize yada mahkememize gönderilmek üzere başka yer Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek dilekçe ile İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. .
.
Etiketler: işçi alacak davası kıdem tazminatı ihbar tazminatı yıllık izin alacağı fethiye işçi davası iş davası