isim değişikliği davası

İsim değişikliği davası

Şenel Hukuk Bürosu Fethiye Avukat
Oct 16

Etiketler: isim değişikliği davası fethiye

isim değişikliği davası

T.C.
FETHİYE
...........ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
 
ESAS NO : ...........
KARAR NO : ..........
HAKİM :
KATİP
 
DAVACI  : ............
VEKİLİ : Av. TEVFİK GÖRKEM ŞENEL - [16283-82259-16379] UETS
DAVALI  : NÜFUS MÜDÜRLÜĞÜ FETHİYE - Fethiye/ MUĞLA
DAVA : Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH   :
Mahkememizde görülmekte bulunan  davanın yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dilekçesi ile;  Müvekkiline ........ isminin  kanuni temsilcileri tarafından verildiğini ancak müvekkilinin, isminin örneği olmaması nedeni ile telaffuzunda zorluk çektiğini, Mulla isminin Türk Dil Kurumunda da karşılığının  bulunmadığını, herhangi bir işlem yapmak zorunda kaldığında veya birisine ismini söylemek zorunda kaldığında zorlandığını ve her bir harfi tek tek kodlamak zorunda kaldığını belirterek, davacının nüfusta .......  olan adının  Murat  olarak değiştirilmesine karar verilmesini mahkememizden talep 
Davacı  duruşmalarda dilekçesini  tekrar  etmiştir.
Davacıya ait getirilen nüfus aile kayıt tablosunda isminin ...... olarak yazıldığı görülmüş, zabıta araştırması ile aranan şahıslardan olmadığı ve sabıkasının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Duruşmada dinlenen davacı tanıklarından;
Tanık .........., "...davacıyı  yurt dışından  arkadaşım  olması  nedeni ile  tanırım. Ben  tanıştığımda kendisini bana Murat ismi ile tanıştırmıştı. Murat dışında bir isminin olduğunu kimlik kontrolü sırasında öğrendik, yani tanıştıktan belli bir zaman sonra öğrenmiştik. Arkadaş  çevresinde bu isim  dalga konusu olduğuna bizzat  şahidim keza  telafuz dahi edemiyoruz, ben ve arkadaşları davacıya  Murat olarak  hitap etmektedir ........ ismini sosyal çevresinde kullanmadığını  biliyorum, davacı  normalde  yurt dışında  yaşan  ancak  senenin  belirli aylarında  Türkiyeye gelir, geldiğinde de benim evimde yaşar. Ben Fethiye ilçesinde yaşamaktayım..."
Tanık ............., "...davacıyı arkadaşım olması nedeni ile  tanırım. Kendisini 14 yıl  önce tanımıştım. Tanışırken Murat ismi ile tanıtmıştı, bir gün araçla hareket halindeyken polis çevirmesine  denk geldik   bu sırada  kimlik kontrolü  yapılırken  Murat'ın isminin ..... olduğunu öğrendim, o zamana kadar bu isimden haberdar değildim. Sosyal çevresinde........ ismini  kullanmamaktadır,  davacının ismi  özellikle  telafuzu  zor  olması  sebebi ile davacıya  zorluk  çıkarmaktadır. Alay  konusu olmaktadır , davacı normalde  yurt  dışında ikamet  eder   ancak  yaz   aylarını  Fethiye ilçesinde geçirir..." 
  ¸e-imzalıdır   ¸e-imzalıdır  
 
Şeklinde beyanlarda bulunmuşlardır.
Dava, nüfus kaydında isim düzeltilmesine ilişkindir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 04.04.2012 tarih ve 2012/18-183-2012/275 E.K.sayılı kararında da belirtildiği üzere; toplum içinde bir kişiyi diğerinden ayırmaya, o kişinin ferdi ailevi ve siyasi durumunu tayine yarayan birçok özellikleri vardır. Adı, yaşı, cinsiyeti, evlilik durumu gibi… İşte bu özelliklerin tümü, kişinin halini (statüsünü) belirtir. 
Kişinin hali ve bunları meydana getiren unsurlar o kimsenin özellikleri olduğundan başkasına devredilemezler. Bir kişinin hüviyetinin tespitinde ilk bakılacak unsur ise o kişinin adı ve soyadıdır. Kişinin adı ve soyadı üzerindeki hak, kişilik haklarının bütün özelliklerini taşır ve mutlaktır; şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olup bir başkasına devredilemez. 
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 01.03.2000 tarih ve 2000/18-127. K:2000/154 E K sayılı kararında da belirtildiği üzere; kişi adının-soyadının sürekliliği asıl olmakla birlikte, haklı nedenlerin bulunması koşuluyla değiştirilmesine de yasal olanak tanınmış, Medeni Kanunun 27. maddesinde "-adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir." hükmüne yer verilmiştir. Anılan yasa maddesinde haklı nedenlerin neler olduğu açıkça belirtilmemiş, bunun değerlendirilmesi davaya bakan yargıca  bırakılmıştır. Yargıç, adın-soyadın değiştirilmesi istemiyle açılan bir davada ileri sürülen nedenlerin Medeni Kanunun 27. maddesi kapsamında haklı neden sayılıp sayılmayacağını, uygulama (yargı kararları) ve öğreti (bilimsel görüşler) den de yararlanarak takdir edecek ve sonuca ulaşacaktır.
Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan daha ziyade, değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir. Bu özel ve kişiye özgü nedenler; istemde bulunanın kişiliği, sosyal statüsü, aile ilişkileri de gözönünde bulundurularak hakim tarafından değerlendirilmelidir. Ad ve soyadı kişiliğin ayrılmaz bir öğesidir. Kişi bununla anılır ve tanımlanır. Ad veya soyadı niteliği gereği onu taşıyan kişi tarafından benimsendiğinde anlam taşır. Adını-soyadını benimsemeyen, kişiliği ile özdeşleştirmeyen kimsenin, adını-soyadını değiştirmek istemesi en doğal hakkıdır. Böyle bir durumda, ad-soyad  değiştirme istemlerini içeren davalarda davacının tercih ve arzusunun ön planda tutulması ve öncelikle dikkate alınması gerekir. Türk Medeni Yasasının öngördüğü "haklı neden" bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri; ileri sürülen nedenin ve yeni alınmak istenen ad veya soyadının toplum değerlerine ve yasanın buyurucu kurallarına ters düşmeyen, özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunun saptanmasıyla sınırlı olmalıdır.
Uygulamada; adın-soyadın yetersizliği, elverişsizliği, karışıklığa yol açması, kötü-iğrenç-gülünç-incitici-küçük düşürücü bir anlam taşıması, alay ve utanç konusu olması ya da bazı yeni durumlarla oluşan bir zorunluluk bulunması, örneğin bir kimsenin nüfusta yazılı adından-soyadından başka bir adla-soyadla bilinip tanınması gibi nedenler, adın-soyadın  değiştirilmesi için haklı neden olarak kabul edilmektedir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının Mulla olan isminden rahatsızlık duyması ve bu nedenle ismini arkadaş çevresinde de tanındığı isim olan Murat  ismi ile değiştirmek istemesi mahkememizce haklı neden olarak görülmüş olup, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne dair neticede aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. 
HÜKÜM:Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere; 
1-Davacı tarafından açılan isim değiştirme davasının KABULÜNE, 
............ ili ......... ilçesi ........mahallesi cilt no...., hane no....., BSN...... da nüfusa kayıtlı .... ve .....den olma ....... ....... d.lu, ......... TC. Kimlik nolu, ...... ..............'in, ........... olan isminin İPTALİ ile, MURAT olarak değiştirilmesine ve nüfus kaydının bu şekilde DÜZELTİLMESİNE, 
2-İsim değişikliğinin TMK m. 27 gereğince İLAN ETTİRİLMESİNE, 
  ¸e-imzalıdır   ¸e-imzalıdır  
 
 
 
3-Karar tarihinde alınması gereken harç başlangıçta peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4- 5490 sayılı Kanunun 37/2. Maddesine gereğince davacının bu dava nedeniyle sarf ettiği yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına
5-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının davacıya iadesine, 
Dair, davacı vekili ve davalı nüfus müdürlüğü temsilcisinin yüzüne karşı  gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı. 

Sayfamızı Paylaşın :